KUR’AN’DAN DÖRT ÖRNEK KADIN
Prof. Dr Orhan KÜÇÜK

Prof. Dr Orhan KÜÇÜK

KUR’AN’DAN DÖRT ÖRNEK KADIN

17 Ocak 2016 - 15:26

KUR’AN’DAN DÖRT ÖRNEK KADIN

Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK*

Kur’an-ı Kerim, hem Arapça’dır, hem Rab’cadır. Allah’ın kelamıdır, en yüce mevkideki sözdür. Sözlerin en belagâtlisi, en san’atlısı, en hakikatlisi ve en doğrusudur.

Söz odur ve ona derler.

O öyle bir kelamdır ki; onu okuyan, dinleyen, ilk uyan neye uğradığını şaşırmış, ne yapacağını bilemez durumda kendini parçalamıştır.

Kimi derhal imana gelmiş;

- “Bu söz beşer kelamı olamaz”

demiş, kimi iman etmese de secdeye kapanmış ve

- “İman mı ettin?”

diye soranlara:

- “Hayır ben ayetin belagâtine secde ettim.”

demiştir.

Dinleyenler, anlayanlar, kalbi, aklı ve bizim gibi vicdanı kaskatı kesilmemiş olanlar, ayetin yüceliği karşısında dudaklarını dişlemişler, dillerini kanatmışlardır.

İşte o Kur’an-ı mu’ciz’ül beyan, dört kadını örnek göstermektedir.

“Allah, inkâr edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi.” (Tahrim Suresi (66/10)

İki peygamberin karısı da ilahi mesaja kalplerini kapatmış, eşlerinin davetine icabet etmeyerek nefislerinin istikametinde küfre saplanmışladır.

Oysa örnek alınacak iki mümtaz şahsiyet vardı ve onlar da Kur’an’da zikredilmişlerdi. Bunlar; Firavun’un hanımı ve Hz. İsa’nın anneleriydi.

“Allah, iman edenlere ise, Firavun'un karısını örnek gösterdi. Hani o, "Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!" demişti. (Tahrim Suresi (66/11)

“Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem'i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi”. (Tahrim Suresi (66/12)

İki cihan güneşi Efendimiz’in (sav) dahi yakınlarını azaptan kurtarmaya gücünün yetmeyeceğini beyan ettiği bir imtihanda, bu iki annemiz ise, Rablerinin yolunda rızaya boyun eğmiş, O’ndan gelen her türlü buyruğa itaat etmiş ve ukbaya, rıza’ya yelken açmışlardı.

Cenab-ı Hak akla kapı açmış, fakat ihtiyarı elden almamıştır. Örnekleri ortaya koymuş, imtihan meydanında irademizi bize vermiştir. Akil odur ki; hissesi, nasibi bol ola! 

Selam ve dua ile…

Bu yazı 2137 defa okunmuştur .

Son Yazılar