EN SEVDİĞİM KELİME: YATIRIM!
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Başbakan Binali YILDIRIM, çoğu Bakanlar Kurulu üyesi ile birlikte Diyarbakır’a çıkarma yaptı. Hendekler, tüneller, bunlara yapılan müdahaleler, özellikle Sur’da meydana gelen yıkım ve terörden diğer zarar gören bölgelerin zararını tazmin, yeniden yapılanma ve bölgeyi geleceğe taşıma adına ciddi ve kapsamlı bir eylem planı açıkladı.
İnsanların tahrip olan yaşama alanlarının en kısa sürede yenileneceği müjdesini içeren Eylem Planı’nın temel dinamiği, bölgeyi terör örgütünün kıskacından kurtarmak, özellikle gençleri kazanmak, dağa çıkmalarını önlemek için onlara devletin şefkat elini dolu dolu açmak, Başbakan’ın kendi ifadesiyle: “Dağa davet edenlere karşı işe davet etmek, ölüme çağıranlara karşı hayata, yaşamaya çağırmak”tı.
Sabah ve akşam devam eden programları halkın geniş bir katılım ve ilgiyle takip etmesi, “Diyarbakır bayrağına her zaman sahip çıkmıştır” kuşatıcı yaklaşımına halkın da aynı samimiyetle cevap vermesi, altının çizilmesi gereken hususlar olarak tarihe geçti.
“Gözlerimizin rengi farklı olabilir fakat gözyaşlarımızın rengi aynıdır!” diyen Başbakan, milli birlik şuurunu samimi konuşmasıyla zirveye taşıdı. İşin en güzel tarafı bu coşkulu konuşmaların, somut bir eylem planı ile taçlandırılması oldu.
“Benim en hoşuma giden kavram; yatırım!”
Bu ifade, bugüne kadar yaptıkları yapacaklarının teminatı olan, icraatçı Başbakanımıza ait.
Gerçekten yatırım çok önemlidir. Yatırım oldu mu, istihdam, üretim, katma değer, ihracat, kazanç … beraberinde gelir. Yatırım oldu mu pasta büyür. Pasta büyürse biz de büyürüz, kalkınırız, kişi başına milli gelir ve refah düzeyimiz artar. Yoksa bir ülkenin gelişmişliği akıllı telefon sayısı ile ölçülemiyor. Peki Eylem Planı ne diyor?
Konut, lojman, hastane vb. pek çok yatırımı bünyesinde barındıran Eylem Planı’na göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 23 il cazibe merkezi olacak, 7 merkez kurulacak, yer ve sabit yatırım bedellerinin devlet tarafından karşılanacağı bu merkezlerde 10 milyar liralık yatırım yapılacak.
Devlet şimdiye kadar yapılmamış bir şeyi de yapacak ve “kamu alım garantisi” getirecek. Yani bu bölgede üretilen ürünleri kendisi satın alacak, AFAD ve Kızılay gibi kurumlar aracılığıyla yaptığı yardımları buradan karşılayacak.
Yine bölgede gençlere destek için 8 girişimci merkezi kurulacak. Bu girişimci merkezlerinde yeni yatırımlar, yeni girişimler, iş planlama gibi konularda destekler verilecek. Gençlerin kendi işlerini kurmalarına ve sürdürmelerine yardımcı olunacak.
Zaten dağa çağıranlara karşı insanları hayata, yaşamaya, topluma çağırdığınızda onların önüne bir imkân sunmanız önemlidir. Başbakan da bunu yaptı ve işte size iş imkânı, işinizi kurun, dediğiniz fabrikayı biz yapalım, makine ekipmanı biz alalım, bu da yetmez müşteriniz olalım, kime satacağız? Derdiniz olmasın dedi.
Bu çağrıya kulak verilmesi, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Bu konuda sivil toplum da üzerine düşeni yapmalı ve bilinç konusunda gereken katkıyı sağlamalıdır.
İnşallah buradan bakınca güneş daha bir parlak görünüyor, güneşli günler bizi bekliyor.
Selam ve dua ile…