ÜLKEMİZDE ULAŞIM SİSTEMLERİ
Ulaşımda etkili olan faktörler, demiryolu ve karayolunun 1950'den günümüze kadar dönem dönem gelişimi, (limanlar, boru hatları, bolu tüneli, marmaray projesi)
Türkiye’de Ulaşımı Etkileyen Faktörler
1-Doğal Faktörler
a)Yüzey şekilleri
b)İklim
c)Coğrafi Konum
2-Beşeri Faktörler
a)İşgücü
b)Teknik eleman
c)Sermaye
d)Ekonomik faaliyetler
***Bir ülkede ulaşımın gelişmesi daha çok o ülkenin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Gelişmiş ülkeler doğal koşulların olumsuz etkilerini aşarak ülkenin birçok yerine her türlü ulaşımı götürmüştür. (Japonya, ADB vb.)
Karayolları
Ülkemizde hem yolcu hem de yük taşımacılığında en çok kullanılan ulaşım türüdür.
Ülkemizde ulaştırma faaliyetlerinin daha çok kara yolu ile yapılması bazı sorunları ortaya çıkarmıştır. Bu sorunların başlıcaları:
—Yol güvenliğinin azalması
—Trafik kazalarının artması
—Yol bakım ve onarım giderlerinin artması
—Karayollarının fiziki kapasitesinin yetersiz kalması
—Yolların kısa zamanda tahribe uğraması
Karayollarımızın uzanışı dağların uzanışı paralellik gösterir.
Karayolu ulaşımının en yoğun olduğu bölge Marmara Bölgesidir.
Demiryolları
Ülkemizde hem yolcu hem de yük taşımacılığında en çok kullanılan ulaşım türüdür.
Ülkemizde ulaştırma faaliyetlerinin daha çok kara yolu ile yapılması bazı sorunları ortaya çıkarmıştır. Bu sorunların başlıcaları:
—Yol güvenliğinin azalması
—Trafik kazalarının artması
—Yol bakım ve onarım giderlerinin artması
—Karayollarının fiziki kapasitesinin yetersiz kalması
—Yolların kısa zamanda tahribe uğraması
Karayollarımızın uzanışı dağların uzanışı paralellik gösterir.
Karayolu ulaşımının en yoğun olduğu bölge Marmara Bölgesidir.
Demiryolları
Ülkemizde demiryolu taşımacılığına gereken önemin verilmeyişi, yeni demiryolu güzergâhlarının yapılmayışı ve hızla gelişen demiryolu teknolojisinin ülkemizde getirilmeyişinden dolayı demiryolu ulaşımı ülkemizde ikinci plana düşmüştür.
Demiryolları ülkemizde daha çok düz alanlarda bulunur.
Denizyolları
Deniz yoluyla yük ve yolcu taşıma daha ucuzdur.
Denizyolu ulaşımında yük taşımacılığının tercih edilmesindeki nedenler;
—Gemilerin yük taşıma kapasitesinin fazla olması
—Limanlarda kullanılan vinçlerle yükleme ve boşaltma faaliyetlerinin daha kolay olması
Bir limanın gelişip büyümesinde ya da işlek olup olmamasında limanın art bölgesi(Hinterlandı)oldukça önemlidir. Başlıca önemli limanlarımız: İzmir, İstanbul, Mersin, Samsun, Trabzon
Havayolları
Hava yoluyla uzak mesafelere kısa zamanda ulaşılması hava yolu taşımacılığının gelişmesini sağlamıştır.
Türkiye’de Ulaştırma-Haberleşme sektörü, %27,2’lik pay ile kamu sektörü sabit sermaye yatırımları içinde en ağırlıklı sektördür. Ulaştırma sektörü, haberleşme ile birlikte GSYİH'nin %16'sına yakın bir bölümünü oluşturmaktadır.
Ülkede yurtiçi yük taşımalarında, karayolu yaklaşık %90’'lık bir payla ağırlığını korumaktadır. Bu oran demiryolunda % 3.5, denizyolunda %4.5 ve boru hattında %2 civarındadır. Yurtiçi yolcu taşımalarının %95'i karayolu ile yapılmaktadır. Yurtdışı yolcu taşımaları havayolu, yük taşımaları ise denizyolu ağırlıklı yapısını sürdürmektedir.
Karayolları
Türkiye'de toplam karayolları uzunluğu 63.220 km’dir. Son yıllarda otoyol ağı hızlı bir şekilde genişlemektedir. 2002 yılı sonu itibariyle toplam otoyol ağı 1.851 km'ye ulaşmıştır. 31.319 km’lik devlet yoluna karşılık, il yolu uzunluğu 30.050 km’dir.
Türkiye’nin ana yol sisteminin bel kemiği olan 3.200 km. uzunluğundaki TETEK güzergâhı; Bulgaristan sınırından başlamakta, İstanbul, Ankara ve Gerede’den geçerek bir kolu Suriye sınırında son bulurken, diğer kolu da Irak sınırına kadar devam etmektedir. TETEK, Avrupa ve Orta Asya karayolları ağına bağlıdır. Orta Asya, Batı Asya ve Kuzey Afrika’ya uzanan en kısa transit güzergâhıdır.
Son yıllarda uluslararası karayolu taşımacılığı faaliyetleri sayesinde, Türk ekonomisine giderek artan oranlarda döviz girdisi sağlanmıştır. Bu alt sektörün ekonomiye kazandırdığı döviz miktarı, yıllık bazda 1.5-2 milyar ABD Doları arasında değişmektedir.
Denizyolları
Yurtdışı yük taşımacılığında denizyolları ağırlığını korumaktadır. 6.480 km. Anadolu, 786 km. Trakya, ve 1.067 km. Adalar kıyısı olmak üzere 8.333 km. sahil şeridi bulunan Türkiye, ihracatının %72’sini, ithalatın ise %95’ini deniz yolu ile yapmaktadır.
2001 yılında toplam 113.4 milyon tonluk taşıma hacminin %31’i Türk bayraklı, %69’u yabancı bayraklı gemilerle taşınmıştır. Kent içi taşımacılığın ise, %3’lük bölümü denizyolu ile yapılmaktadır. Dünya genelinde 18. sırada bulunan Deniz Ticaret Filosu’nda, 18 GRT’nin üzerinde 86 adedi kamuya, 3.110 adedi ise, özel sektöre ait olmak üzere toplam 9.650.796 DWT’lik 3.196 gemi bulunmaktadır. Türk filosunun yaş ortalaması 18.33’dür.
Haydarpaşa-Trieste, Samsun-Novorossisk, Trabzon-Sochi ve Zonguldak-Ukrayna hatları ağırlıklı olmak üzere, toplam 20’nin üzerinde Ro-Ro hattında seferler gerçekleştirilmektedir.
Havayolları
Uzun bir süre hava ulaşımı hizmetlerinde tekel konumunda olan Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı (THY), 1933 yılında bir devlet işletmesi olarak faaliyete geçmiş; 1955 yılında ise yerli ve yabancı sermayeli bir Anonim Şirket haline dönüştürülmüştür. 1990'lı yılların başlarında, özel havayollarına da ulaşım hizmeti sunma hakkının verilmesinden sonra tekel olma konumunu kaybetmiştir. Özel havayolları, turizm sektörünün gelişimi ile paralellik göstermektedir. Sektörün canlı olduğu dönemlerde, toplam uçak sayısı 50’nin üzerine çıkmakta ve dış hat yolcu taşımacılığındaki payları ise %30’un üzerinde seyretmektedir.
THY Filosu, dünyanın en genç filoları arasında yer almaktadır. Sürdürdüğü modernleşme ve gelişim politikaları sonucunda, 2003 yılı Mayıs ayı itibariyle 65 uçaklık bir filo ile hizmet veren THY, iç hatlarda 26, dış hatlarda 75 olmak üzere dünyanın 101 noktasına uçuş yapmakta ve 2002 yılı sonu itibariyle 10.984 personel istihdam etmektedir. THY’nin filo yapısı, çalışma anlayışı ve işletmeciliği tamamen modern bir yapıya kavuşmuştur. THY, 2002 yılında toplam 10,4 milyon yolcu ve 119 bin ton kargo taşımacılığı yapmıştır.
Türkiye’de 2003 yılı itibariyle, uluslararası standartlar uyarınca uçuşların emniyet, sürat ve özenle yapılması için 44.569 km’lik kontrollü bir uçuş yolu şebekesi tesis edilmiştir.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) tarafından işletilen havalimanı ve meydanları sayısı, 20’si uluslararası statüde olmak üzere toplam 33’tür.
Demiryolları
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi (TCDD), 8.671 km’si ana hat, 2.269 km’si tali hat olmak üzere toplam 10.940 km’lik demiryolu hattında yolcu ve yük taşımacılığı yapmaktadır. Bu hatların %97’sinde tek hat işletmeciliği yapılmaktadır. Hatların %19’u elektrikli, %23’ü sinyalli, %5’i çift hatlı, %0.3’ü ise üç yollu hatlardır. 2002 yılı itibariyle demiryolları, ulaştırma sektörü içerisinde yolcuda %2, yükte ise %4 paya sahiptir. TCDD hatları Asya-Avrupa arasındaki en kısa uluslararası koridor üzerinde yer almaktadır. IV. numaralı Pan-Avrupa taşıma koridoru TCDD hatları ile buluşmaktadır.
TCDD’nin yolcu ve yük taşımacılığını önemli ölçüde artıracağı tahmin edilen Ankara-Haydarpaşa Mevcut Demiryolu Hattı Rehabilitasyon Projesi'nin temeli 8 Haziran 2003 tarihinde atılmıştır. Söz konusu projenin tamamlanması halinde bu hat kesimindeki seyahat süresi 3 saat 10 dakikaya inecektir.
Ayrıca TCDD, demiryolu bağlantısı olan Haydarpaşa, İzmir, Mersin, İskenderun, Samsun, Bandırma ve Derince limanlarının da işletmeciliğini yapmaktadır. 91/440 Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi çerçevesinde yürütülen yeniden yapılanma çalışmaları, özel sektör işletmecilik zihniyetini ve katılımını sağlama hedefi doğrultusunda yürütülmektedir.
Boru Hatları
Türkiye’de ilk boru hattı, 1966 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından Batman-Dörtyol (İskenderun Körfezi) arasında döşenmiş ve işletmeye açılmıştır. Bu hatla Diyarbakır ve Batman’da çıkarılan petrol Dörtyol’a taşınmaktadır.
Irak ham petrolünün, İskenderun Körfezi'ne taşınması amacıyla 1974 yılında kurulan BOTAŞ, 1987 yılında doğal gazın ithali, pazarlanması, satışı ve boru hatlarıyla iletimi görevlerini de üstlenmiş ve 2 Mayıs 2001 tarihli 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Düzenleme Kanunu’yla tekel yetkisi kaldırılmış, doğal gaz piyasası da üçüncü şahıslara açılmıştır.
Türkiye’nin en önemli ham petrol boru hattı olan Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı, Kerkük ve diğer üretim sahalarından elde edilen petrolü, İskenderun Körfezi’ndeki Ceyhan Deniz Terminali’ne ulaştırmaktadır. 1976 yılında işletmeye açılan hattın yıllık taşıma kapasitesi 70.9 milyon ton/yıl’dır. 1.876 km. uzunluğundaki boru hattı Türkiye topraklarında 641 km. ve 656 km. olan iki paralel hattan oluşmakta, toplam 579 km’si de Irak’ta yer almaktadır. BM’nin Irak’a uyguladığı ambargo kararı doğrultusunda 1990 yılında işletmeye kapatılan Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı yine BM’nin kararı doğrultusunda 1999 yılında 6 aylık dönemler itibariyle, sınırlı petrol sevkıyatı için yeniden işletmeye alınmıştır. Ancak Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı’nda pompaj, Irak’ın savaş nedeniyle petrol pazarlayamayışı ve Ceyhan Terminali tank sahasında maksimum stok seviyesine ulaşılması nedenleriyle, 9 Nisan 2003 tarihinde Irak tarafından durdurulmuştur.
Türkiye’nin zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip Hazar Bölgesi ve Ortadoğu Ülkeleri ile bu kaynaklara ihtiyaç duyan Batılı Ülkeler arasındaki kesişme noktasında olması nedeniyle, BOTAŞ çeşitli uluslararası projelerin gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalarını sürdürmektedir.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi ile de, Azerbaycan’da üretilen ham petrolün Gürcistan üzerinden, Ceyhan’daki deniz terminaline, buradan da tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılması amaçlanmaktadır. Bu boru hattının kapasitesi yılda 50 milyon ton, toplam uzunluğu 1.776 km’dir.
16 milyar m3/yıl Türkmenistan doğal gazının Türkiye’ye taşınması için 1999 yılında 30 yıl süreli “Doğal Gaz Alım Satım Antlaşması” ile 6.6 milyar m3/yıl Azerbaycan doğal gazının Türkiye’ye sevkine ilişkin 2001 yılında 15 yıl süreli “Doğal Gaz Alım Satım Antlaşması” imzalanmıştır.
Azerbaycan ve Türkmenistan doğal gazlarının Türkiye içinde taşınması amacıyla yapılması planlanan yaklaşık 225 km. uzunluğundaki boru hattı Gürcistan sınırından başlayıp Erzurum/Horasan’a ulaşacaktır. Doğal gaz arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi politikası doğrultusunda, İran’dan, Türkiye’ye yılda 10 milyar m3 doğal gaz sevkiyatına ilişkin “Doğal Gaz Alım Satım Antlaşması” 1996 yılında imzalanmıştır. Bu kapsamda yapım çalışmaları tamamlanan yaklaşık 1.491 km. uzunluğundaki Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı 2001 yılı sonunda işletmeye alınmıştır.
"Mavi Akım Projesi" kapsamında, yılda 16 milyar m3 doğal gazın, Karadeniz’in 2.150 m. derinliğindeki tabanına döşenen yaklaşık 390 km. uzunluğunda birbirine paralel iki boru hattı ile Rusya Federasyonu’ndan Türkiye’ye sevk edilmesi, 1997 yılında 25 yıllık bir doğal gaz alım-satım antlaşması ile imza altına alınmıştır. Proje’nin Türkiye bölümünü oluşturan yaklaşık 501 km. uzunluğundaki Samsun-Ankara Doğal Gaz İletim Hattı tamamlanarak 20 Şubat 2003’te işletmeye alınmıştır.
KAYNAK: ULAŞTIRMA HABERLEŞME BAKANLIĞI
Abdullah PEKER
Ulaştırma Ve Demiryolu Çalışanları Sendikası Genel Başkanı
YORUMLAR