Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız ve Rosatom Genel Müdürü Sergey Kirienko, Bakanlıkta ‘Bilimsel, Eğitimsel ve Sosyal İşbirliği Anlaşmaları'nın imza törenine katıldı. Bakan Yıldız burada yaptığı konuşmada, "Nükleer serüvenin en önemli ayaklarından bir tanesi olan mühendisliğin ve nükleer eğitimin temelleri atılmış oldu. Hem Rusya'da hem de birbirinden kıymetli üniversitelerimiz arasında yapılacak olan bu çerçeve anlaşma insan kaynaklarının en önemli merkezi olacak. Yaklaşık 100 yıl boyunca burada eğitim almış olan, eğitim alacak olan ve nükleer kültürün oluşmasına katkı koyacak olan bir yapıdan bahsediyoruz. Şuana kadar 248 öğrencimiz orada devam ediyor eğitimini almaya farklı sınıflarda ve bu yıl da inşallah 80 öğrencimizi çok büyük sayı içerisinden seçip göndereceğiz. Nükleer eğitim Türkiye'de çok uzun yıllardan beri yapılıyor ama şuanda bunun pratik alanını ve o almış oldukları eğitimin pratik alanlarına inşallah hep beraber geçilmiş olacak. Bu yalnızca bir elektrik üretiminin olmadığını, aynı zamanda sanayileşmeyle alakalı ve sanayide birlik atlamanın en önemli unsurlarından birisi yapılmış olacak akredite olmuş olan Türk firmalarıyla beraber. Burada inşa süresi boyunca 10 bine yakın istihdam bulunduğu bölgelerden başlamak kaydıyla. Ondan sonra yine işletmesinde de Türk mühendislerinin, işçilerinin büyük sayıda bulunduğu bir yapıyı kurgulamış oluyoruz. Biz bundan sonraki anlaşmalarda TEDAŞ ve TEİAŞ'ın içinde bulunduğu elektrik satım anlaşmalarını da inşallah Türkiye'de imzalamış olacağız" diye konuştu.
MEPHl ÜNİVERSİTESİ İLE ANKARA, HACETTEPE VE İTÜ ANLAŞMA İMZALADI
Konuşmaların ardından Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, Rusya Federasyonu Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi MEPhl Rektörü Mihail Strihanov ile "Bilimsel Eğitimsel ve Sosyal İşbirliği Anlaşmaları"nı imzaladılar. İmza töreninin ardından Bakan Yıldız ve Rosatom Genel Müdürü Kirienko, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin yarın temeli atılacak Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili sorusu üzerine Kirienko, hükümetlerarası anlaşmaların olduğunu belirterek, bu anlaşmalardaki hükümleri kayıtsız koşulsuz yerine getireceklerini ifade etti. Türkiye'de prosedürlerin zaman aldığına ve ÇED raporu almak için yaşanılan sürece değinen Kirienko, "İşi frenlemeye çalıştığından değil, ülkede ilk kez nükleer santral yapılıyor, kamuoyu bunu onaylamalı. Rusya'da biz şuanda 35. santrali inşa ediyoruz. İlk olarak zaman alabiliyor. Bunu anlayışla karşılıyoruz" dedi.
Akkuyu Nükleer Santrali için 20 milyar dolar yatırımın öngörüldüğünü ifade eden Kirienko, 3 milyar doların projenin gerçekleştirilmesi için tahsis edildiğini ve projede önceliğin Türk yatırımcılara ait olduğunu söyledi.
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK PROJESİNİ BLOK OLARAK BİR YERDE GERÇEKLEŞTİRİYORUZ"
Bakan Yıldız ise şunları söyledi:
"Türkiye'nin en büyük projesini gerçekleştiriyoruz. Yalnızca yatırım maliyetiyle değil, aynı zamanda işletme giderleriyle de alakalı. Türkiye'nin en büyük projesini blok olarak bir yerde gerçekleştiriyoruz. Karşılıklı gerekçeler var. Malum biz kanuni düzenlemelerle alakalı gerek kıyı şeridi, gerekse enerji piyasasıyla ilgili düzenlemeler konusunda TBMM'nin onayına sunmuştuk. En son 3 aylık trafiğe hep beraber şahit olduk. Gündemde son gün gündeme gelebilecek olan kanun tasarısıydı ama yetişmedi. Tahmin ediyorum Meclis açıldıktan sonra ilk gündeme gelebilecek kanun tasarısı olur. Türkiye'de kamuoyunda ÇED ile alakalı hemen ÇED'i verdiniz tarzında Çevre Bakanlığımıza bazı eleştiriler olmuştu. Çok kapsamlı bir ÇED raporuydu bu. Ben şuana kadar aslında en önemli başlık olarak güvenlik kısmının olduğuna inanıyorum. Fukuşima'dan sonra güvenlik önlemlerinin çok daha artırıldığını ve bununla alakalı bir kısım proje değişikliğine gidildiğini kamuoyu ile paylaşmıştık. Her iki ülkenin de menfaatine olan bu projenin biran önce bitmesidir. Biz Rosatom ile beraber birbirimizin işini kolaylaştıracağız. Riskleri olabildiğince azaltacağız. Şuanda takvimde Rosatom tarafından tarafımıza öngörülmüş bir değişiklik bulunmamaktadır."
"BİZ TÜRKİYE'DE BU PROJELERİN TÜRK YATIRIMCILARI TARAFINDAN DA HANGİ ORANDA OLURSA BELLİ ORTAKLIK ÇERÇEVESİNDE OLMALARINDAN YANAYIZ"
"Türkiye'den özellikle Rusya Federasyonu'yla gerçekleştirilen Akkuyu Nükleer Santrali'ne ortak olmak isteyen firmalar var" diyen Bakan Yıldız, "Biz kanun, mevzuat, yönetmelik, bütün bu evraklar, binlerce sayfa olan evraklar ki bunun sayısı yaklaşık 200 bin sayfayı bulacak. Bütün alt yapısını hazırlamak proje şirketi içinde daha cazip hale gelmek olacaktır. Yalnızca liman ihalesine 9 tane Türkiye'den firma katıldılar. Belli şartları yerine getiren firmalar. O da yarın itibariyle sonuçlanmış olacak. Biz Türkiye'de bu projelerin Türk yatırımcıları tarafından da hangi oranda olursa belli ortaklık çerçevesinde olmalarından yanayız. Çünkü bu biraz önceki imzaladığımız üniversitelerarası insan kaynakları açısından değil yalnızca teknolojinin üretilmesi ve özel sektör tarafından bunun bir kültür haline getirilmesiyle alakalı ciddi katkıların olacağına inanıyoruz. O yüzden şuanda kamuoyuyla bunu da bir kez daha paylaşmış olalım; müracaat etmek isteyen, ortak olmak isteyen firmalar varsa tabi ki firma şirketine müracaat edeceklerdir" ifadelerini kullandı.
"ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN ARZ FAZLALIĞI TÜRKİYE'DE SÖZ KONUSUDUR"
Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisiyle ilgili elektrik üreten firmalara ilişkin iddiayla ilgili soruya ise Yıldız, "Herhangi bir şirketin ben elektriği şuanda veriyorum, 3 saat sonra vermiyorum deme yetkisi bulunmamakta. Bunun mekanizması var. O mekanizma şunu söylüyor. Gün öncesinde herkes fiyat tekliflerini veriyor ve tekliflere göre sıralanıyor. Önemli bir nokta var. Şuanda hamdolsun ülkemizin aldığı yağışlar özellikle HES'lerin çalıştırılmasına dönüktür. 2014 yılından daha fazla HES çalıştırılıyor. Bizim su kaynaklarından elde ettiğimiz HES'ler aslında tercih ettiğimiz doğalgaz ithalatından daha önceki üretimlerdir. Suyun enerjisini almadan akıtmamalıyız. Sudan elektrik elde ettikten sonra akıtmalıyız. Biz bütün santrallerin o rekabet ortamında bu piyasayı oluşturmasını istiyoruz. Enteresandır, genellikle elektrik fiyatlarının yükselmemesi lazım geldiğini söyleyen kamuoyu şuanda niçin elektrik fiyatları düşük tarzında davranıyor üretim santralleri için. Bu aslında Türkiye'deki arzın talepten daha çok olduğunu gösteriyor. Bölge olarak stratejik olarak 1 nolu talimat dediğimiz konu karşısında gerekli önlemleri aldılar. Bizim amacımız şudur; ne çok kar etmek özel sektör için ne de zarar etmek. Her ikisi de olmasın, makul fiyatta versinler. Üretim şirketlerinin arz fazlalığı Türkiye'de söz konusudur. Son 2 yıldan beri Türkiye'de bu mevcuttur. Daha önce böyle bir konu problem olarak gündeme gelmemişti" yanıtını verdi.
YORUMLAR