Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AK Parti Uşak İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Uşak Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen toplantıda AK Parti Uşak İl Başkanı Basri Yıldırım, AK Parti milletvekilleri, Belediye Başkanı Nurullah Cahan ve partililer hazır bulundu.
Bakan Bozkır, konuşmasına “Dün Hakkari’de üç yiğidimizi hain saldırıda şehit verdik, Allah gani gani rahmet eylesin, mekanları cennet olsun” cümleleri ile taziyede bulunarak başladı. Bozkır, Türkiye'nin cumhuriyet tarihinin en güçlü döneminde olduğunu vurgulayarak, “Geride kalan 10 yılda öyle işler başarıldı ki, herkesin gıpta ettiği, kıskandığı, yerimizde olmak istediği bir ülke haline geldi Türkiye. Türkiye’nin bugünlere gelmesinde dört büyük süreç yaşandı. Birincisi ekonomik reform süreci, demokratik reform süreci, Avrupa Birliği süreci ve barış ve çözüm sürecidir” dedi.
Bakan Volkan Bozkır, bugün iktidara talip olan muhalefetin önce geçmişte neler yaptığına bakması gerektiğine işaret ederek, 70’li yıllarda başından geçen bir üzüntülü bir anısını konuklarla paylaştı. Bozkır, Çanakkale’de görev yaptığı 70’li yıllarda küçük kızının rahatsızlanması sebebiyle Ankara’ya gitmeleri gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu: “O zamanlar benzin sıkıntısı vardı. Kaymakamlardan 10 litrelik benzin kuponu alıyorduk. Benzin bittikçe bir sonraki kaymakamdan alıyorduk. Çanakkale’den Ankara’ya kadar 8 defa kaymakamlıklarda sıraya girerek yola devam edebilmek için benzin kuponu aldık. Çocuk hasta ve zorda olsa yetiştirebildik. Bu dönemler Türkiye’de yaşandı. Bu dönemle ilgili bir başka şahit olduğum konu, Bağdat Büyükelçiliğinde görevliyim, Türkiye'nin petrol ihtiyacını karşılayacak 85 bin tonluk Ata tankerini Türkiye'nin para gönderememesinden dolayı 20 günde tankeri dolduramadılar. Dönemin Başbakanı rahmetli sayın Ecevit Başbakanlıkta paltoyla oturuyordu çünkü kalorifer yanmıyordu. Böyle bir Türkiye'nin yönetiminde bulunmuşların şimdi iktidarı tenkit etme hakkını da görmüyorum. Zamanında İstanbul'a köprü yapılacak, ‘ne gerek var’ diyenler çıktı. Fakat köprülerin açılışını yapmak ‘ne gerek’ var diyenlere nasip oldu. Özal döneminde ikincisi yapılacak aynı tepkiler. Şimdi üçüncüsü yapılıyor tepkiler ve adresleri değişmiyor. Marmara’ya denizin altına tünel yapıyoruz, ‘su akıyor yukarıda insanlar boğulma mı’ diyorlar. Araçların geçeceği ikinci deniz altı tüneli yapıyoruz, ‘lafta bunlar, yapamazsınız’ diyorlar. Üçüncü havaalanı yapılacak ‘ne gerek var inip kalkıyor uçaklar’ diyorlar. 25 milyon yerine 150 milyon yolcu taşınacak İstanbul'a, diyorlar ki bu kadar uçağı havada tokuşturmadan nasıl indirip kaldıracaksın.’ Bu muhalefete böyle bir kafayla nasıl ülkeyi yöneteceksin sorunu sormak lazım.”
"TÜRKİYE AĞIR SİKLET BOKSÖRÜDÜR, İKİ YUMRUKLA YIKILMAZ”
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır konuşmasına muhalefet ve provokasyoncuları eleştirerek devam etti. Bakan Bozkır, Türkiye'nin önünü kapatmaya çalışan bu grupların Türkiye'yi bu yeni yapılanmada görmek istemediklerini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye özellikle son 15 ayda karşı karşıya kaldığı teşebbüslerle tekrar karşı karşıya gelecektir. Ancak bunlar eski gücünde olmayacaktır. Gezi olayları, 17 - 25 Aralık olayları, 6 -7 Ekim olayları bunların bir parçasıdır. Fakat gördüler ki Türkiye ağır siklet boksorü bir iki yumrukla yıkılmayacak. Birde ağır siklet boksoründen karşı yumruk gelirse Allah muhafaza bunların hepsi yere serilecek ve bu darbe teşebbüscülerini hakem bile yerden kaldıramayacak sonra”
“TÜRKİYE BUGÜN AB ÜYESİ OLSA, BİRÇOK ÜYE ÜLKEDEN DAHA İYİ DURUMDA”
Türkiye’nin Avrupa Birliğine bugün üye olabilecek konumda olduğunu belirten Bakan Bozkır, bugün üye olsak 22 üye ülkeden daha iyi ekonomik yapıya sahip olduğunu kaydetti. Bozkır, sözlerini şöyle tamamladı: “AB üyeliğinde önemli bir konu var, AB üyeliği NATO üyeliği, Birleşmiş Milletler üyeliği veya herhangi bir örgüt üyeliği gibi bir üyelik değil. Günlük yaşamımızı daha iyi şartlara ve standartlara taşıyacak bir yapıya sahip. Türkiye bu süreci ne kadar uygularsa o kadar soluduğu havada, içtiği suda, tükettiği gıdada, sosyal yaşam düzeyi ve eğitimde yaşadığı eksikliklerden kurtularak hak ettiği yaşam kalitesine ulaşacaktır.”
YORUMLAR