KIYMETLİ MADEN ALTIN
30 Kasımda İsviçre’de yapılacak bir referandum ekonomi gündemini yoğun şekilde işgal etmektedir.
Referandum konusu;
İsviçre Merkez Bankası altın rezervlerini artırsın mı?
İsviçreli bu soruya evet diyecek olursa İsviçre Merkez Bankası 1500 ton altını dünya borsalarından
almak zorunda kalacak.
Referandumdan evet çıkarsa altın fiyatlarını yükseltebilir, alımlar zamana yayılacağından yükseliş
sınırlı kalacaktır.
Tarih boyunca altın uğruna savaşlar yapılmış, cinayetler işlenmiş ama altın için referandum ilk defa
yapılacak.
Garip referandumlar yaparak halkına sık sık sorular soran bu ülkede 2013’de 11 2014’de ise
günümüze kadar 7 referandum düzenlenmiştir.
Referanduma konu olan sorulardaki garipliklerin bir kaçına baktığımızda;
Kürtaj sağlık sigortasından çıkarılsın mı?
Zorunlu askerlik kaldırılsın mı?
Yol vergisi yükseltilsin mi?
Minareler kaldırılsın mı?
Nüfusunun yüzde 73 Alman olan İsviçreliler böylesine garip sorular için hemen hemen her ay sandık
başına gidiyor.
İsviçre Meclisi topu halkına atıyor.
İleri demokrasiden enstantaneler mi sunuyor?
Garip referandumları halkın sandığa gitmekten bıktığını katılımların yüzde50’yi geçmemesinden
anlıyoruz.
Yüzyıllar boyunca ülkelerin zenginliği altınla ölçülmüştür.
ABD’nin dünyada bir numara olduğunu rezervlerinin 8000 tonu aştığından anlaşılıyor.
Altın üzerinde söz sahibi tek ülke ABD dolayısıyla Merkez Bankası(FED).
Çin,Hindistan,Güney Afrika gibi ülkelerin bu kıymetli maden üzerinde etkileri sınırlıdır.
FED’in 30 Ekim kararları altını düşürmüş dolar endeksini yükseltmiştir.
İsviçre’nin 30 Kasım referandumunun piyasaları nasıl etkileyecek göreceğiz.
Altın, hisse senedi, tahvil, petrol, döviz fiyatlarını ve faiz oranlarını etkileyecek tek isim FED Başkanı ve
FED kararlarıdır.
Özellikle menkul değerler borsalarındaki düşüş ve yükselişler FED Başkanının iki dudağı arasındadır.
Altın fiyatlarını ülke ve şahıslar dışında etkileyecek olayları söyle sıralayabiliriz;
Öncelikle arz talep dengesi,
Faizlerdeki düşüş ve yükselişler,
Global ekonomik krizler,
Terör ve savaşlar,
Dünya ülkelerindeki enflasyonlar,
ABD Merkez Bankası kararlarıdır.
Altına tutkun olmayan millet yoktur. Şimdiye kadar kullanılmış para şekillerinin de en değerlisidir.
Dünya piyasaları 1980’li yılların başında hızla gelişmeye başlayan hisse senedi piyasaları, küçük
yatırımcıları kaçırmıştır. Özellikle ülkemizde manipülâsyon; hisse senedi borsalarının vazgeçilmezidir.
Manipülâsyon, kelimesinin Erzurum deyimi ile tam anlamı ellem-gullem’dir.
Küçük tasarrufçular büyükler arasında yem olmuş çareyi senet borsalarından kaçmakla bulmuştur.
Küçük yatırımcının tasarruf aracı altın olmuştur.
Altın eskimiş bir tasarruf aracı olarak gösteren brokırlar, analistler ve uzmanlar 2008’in son aylarında
dünyayı sarsan global krizden sonra altını “güvenli liman” olarak görmeye başlamışlardır.
2014 yılının son aylarına düşüşle girse bile, altın alternatifi olmayan bir elementtir.
Altının günümüze kadar bilinen özellikleri onu dünyanın en değerli maddesi yapmakla kalmıyor, aynı
zamanda bir cennet maddesi olduğunu da biliyoruz.
Altın kıyamete kadar ilgi görecek kıymetli bir metal özelliğini koruyacaktır.
Kuran ve Sünnet verileri bu gerçekleri doğrulamaktadır.
Namık KILKIL
nkilkil@msn.com