Akçil: Adli, Hızlı Ve Etkin Bir Yargı Yürütmeliyiz
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil, Erzurum'da düzenlenen seminerde hiçbir ülkede Türkiye'deki gibi genç yaşta hakim, savcı olunmadığını söyledi.
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil, Erzurum'da düzenlenen seminerde hiçbir ülkede Türkiye'deki gibi genç yaşta hakim, savcı olunmadığını söyledi. Akçil, hakim veya savcıların 25-30 yaş arasında mesleğe ve kürsüye oturmuş olduğunu, anne ve babalarının bu genci evlendirmeye cesaret edemediğini belirtirken, "Ama biz bu gençleri hakim savcı olarak kürsüye oturtuyoruz. Cumhurbaşkanının bile giremeyeceği, Meclis'in bile sahip olmadığı tüm yetkileri bu hakim savcılarımıza veriyoruz. Kişisel mahremiyetine dokunabiliyor, telefonlarını dinletebiliyor, evini aratabiliyor, mal varlığına el koyabiliyor, hatta hatta hürriyetini bağlayabiliyor" dedi.
Polat Renaissance Otel'de Türkiye Adalet Akademisi tarafından düzenlenen 'Mera, Yaylak ve Kışlak Davaları' eğitim seminere yargı mensupları büyük ilgi gösterdi. Danıştay 8'inci Daire Üyesiyken 27 Şubat 2014'te Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Adalet Akademisi Başkanı olarak görevlendirilen 46 yaşındaki Yılmaz Akçil, akademinin görevlerini anlattı. HSYK seçimlerinin sona ermesi ardından yargı mensuplarının tüm enerjileriyle biriken işlere kendilerini vermeleri gerektiğini vurgulayan Yılmaz Akçil, şunları söyledi:
"Adli, hızlı ve etkin bir yargı yürütmeliyiz. Kamuoyunun özellikle de basının gündeminden yargı uzaklaşmalıdır. Bunu da sağlayacak öncelikle hakim ve savcı olan bizleriz. Yargıya olan güven endeksi bir çok kurumun gerisinde kalmış durumda. Kurumdaki kişilerin yapmış olduğu hatalı ve yanlış tasarrufları yargı düzeltir. Ancak yargının hatalı davranışlarını kim düzeltecek? Bir çok ülkede çalışma yürüttüm. Hiçbir ülkede çok genç yaşta hakim savcı göreve başlatılmamakta. Eğer sınıfta kalmaz ise bir gencimiz ortalama 22-23 yaşında adli yargı sınavını kazanıp staja başlıyor. 25-30 yaş arasında da mesleğe ve kürsüye oturmuş oluyor. Çok genç yaşta yargılamaya başlıyor. Çoğu kez anne babası bu genci evlendirmeye cesaret edemiyor. Çünkü 'bu daha çok genç eşine bakamaz' diyor. Ama biz bu gençleri hakim savcı olarak kürsüye oturtuyoruz. Cumhurbaşkanının bile giremeyeceği, meclisin bile sahip olmadığı tüm yetkileri bu hakim savcılarımıza veriyoruz. Kişisel mahremiyetine dokunabiliyor. Telefonlarını dinletebiliyor, evini arattırabiliyor, mal varlığına el koyabiliyor. Hatta hatta hürriyetini bağlayabiliyor. Hakim, savcı çok güçlü ve geniş bir yetkiye sahip. Bizde istiyoruz ki; hakim savcılarımızı bu göreve başlamadan önce çok iyi yetiştirelim, kaliteli bir eğitim verelim ve ülkemiz artık bunun bedelini ödemesin."
"OKUYAN, SELAM VEREN, SABIRLA DİNLEYEN OLMALIYIZ"
Bir hakimde hukuki bilginin yanı sıra ahlaki özelliklerin de ön plana çıktığına dikkat çeken Başkan Yılmaz Akçil, adliyeden lojmana, lojmandan lokale giden, dış ortamla bağlantıları kesen kişilerden çok toplumun güncel ihtiyaçlarını takip eden, çok okuyan çevresine selam veren, insanları sabırla dinleyen kişiler olmaları gerektiğini anlattı. Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil, şöyle devam etti:
"Karşılaştığımız her olayda empati yapabilmeliyiz. Hakim yargılamayı yaparken ve hüküm kurarken, hem bedeni hem de fikri anlamda bu işe hazır olmalıdır. Özellikle de önemsediğimiz, adaylarımıza verdiğimiz şey 'lütfen selam verin' diyoruz. En büyük yakınma, meslektaşlarımızın adliyeye girerken kapıdaki polise, daha sonra çalışanlarımıza, kalem personeline selam vermediği. Başı önüne eğik olarak geçtiği ya da çok böyle vakarlı şekilde yürüdüğü. Çok fazla eleştiri almaktayız. Diyorlar ki; 'siz adaylara ne söylüyorsunuz ki hakim savcı olduğunda gelip vatandaşları azarlıyor.' Arkadaşlar lütfen biz toplumdan geldik. Selam vermeyi öğrenelim. Ne derseniz 'günaydın' deyin, 'iyi günler' deyin, başka tür selam verin önemli değil. Ama yoldan geçerken bir esnaf dükkanını açıyor olabilir .Kapıda bekleyen bir kişi olabilir. Adliyede çalışan herhangi kimse olabilir. Hakim ve savcılarımız selam vermesini zaten biliyorlar. Ama mutlaka uygulamaya geçirmeliler. Belli kesimlere ait hissedebilirsiniz ama yargılama yaparken Allah'a hesap vereceğinizi düşünerek yargılama yapmanızı tavsiye ederim."